KURBAN ORGANİZASYONU YAPILACAK

on 31 Temmuz 2018
Gösterim: 631

KURBAN ORGANİZASYONU;
Moğolistan Bayanölgey,Sel afetinden sonra yaptığımız girişimler neticesinde Kızılay'ımız, 750 paket erzak dağıttığı gibi Hasena 25 adak, akika kurbanı Yardım Köprüsü Vakfımız tarafından kesilmiş ve dağıtılmıştır. Daha sonra 15 kurban tarafımızda eklenerek 40 çıkarıldı. Daha sonra toplanan 7.870 TL. Moğolistan'a gönderildi. Nakit olarak dağıtılmasına karar verildi, öylece dağıtıldı. 
Nasip olursa Moğolistan'da yapılacak Kurban çalışması ile yardımlarımıza devam edeceğiz inşallah. Rabbim, utandırmasın.
Son duruma göre, 110 ev yıkılmış, 154 ev yıkılmak üzere, kullanılamaz. 266 ev tamir olursa yaşanabilir. 399 ev az zarar görmüş, 929 aile, 4500 kişi olumsuz etkilenmiştir.
2018 Moğolistan KURBAN ORGANİZASYONU ile hem afetzedelere, hem de ihtiyaç sahiplerine yardımcı olalım, Hayır sahibi olalım. 
Kurban Bedeli 500 TL. olup Hay Vakfı Başkanı: İlyas Saka'nın kontrolünde gerçekleştirilecektir. 
Allah arzı olsun sizlerden.

 

Yardımlarınızı bekliyoruz Sevgili gönül dostlarımız, inşallah yine Moğolistan'da Yardım Köprüsü Vakfı ile birlikte kesicez,

on 30 Temmuz 2018
Gösterim: 739

Yardımlarınızı bekliyoruz Sevgili gönül dostlarımız, inşallah yine Moğolistan'da Yardım Köprüsü Vakfı ile birlikte kesicez, 
İnşallah sizlerden de bağışlarınızı yardımlarınızı bekliyoruz.

“Nihâyet o gün (dünyâda faydalandığınız) nîmetlerden elbette ve elbette hesâba çekileceksiniz.” (Tekâsür, 8)

Cenab-ı Hak, bizleri daimi faydalı ilimler ile rızıklandırsın! Faydası olmayan her türlü ilmin şerrinden de muhafaza buyursun! Amin.

 

Sevgili Gönül Dostlarımız; Hem Kurban Bağışlarınızı, hem inşaat için yardımlarınızı bekliyoruz inşallah.

on 25 Temmuz 2018
Gösterim: 649

Sevgili Gönül Dostlarımız;
Hem Kurban Bağışlarınızı, hem inşaat için yardımlarınızı bekliyoruz inşallah.
Nasip olursa bu sene eğitim için bina inşaatımızı yetiştirmek istiyoruz. İnşallah yetiştirip, öğrencilerimiz yeni binalarında eğitimlerine başlamış olurlar. Yardımlarınızı vermeye devam ediniz, Allah razı olsun, yaptığınız ve yapacağınız yardımları kabul eylesin. Amiin.

 

DUYURU! KURBAN BAĞIŞLARINIZI BEKLİYORUZ....

on 25 Temmuz 2018
Gösterim: 663
 
 
DUYURU! KURBAN BAĞIŞLARINIZI BEKLİYORUZ...
Kurban Bağışlarınızı Bekliyoruz Sevgili Gönül Dostlarımız;
Hem Yurt içinde, hem yurt dışında Moğolistan'da kurbanlarınızı kesip, ihtiyaç sahiplerine dağıtacağız inşallah, Vakıf öğrencilerimize, Türkiye'deki ihtiyaç sahiplerine, Moğolistan'daki ihtiyaç sahiplerine, Sel'den zarar görmüş ailelere teslim edeceğiz inşallah.
Yurt içinde, Hay Vakfımızın ekibi bu çalışmayı yapacak, Yurt dışında Moğolistan'da Hay Vakfımız, Yardım Köprüsü Vakfı ve Avrupa'dan gelen ekipler birlikte Kurban organizasyonunu gerçekleştireceğiz, Sizlerden Kurban bağışlarınızı bekliyoruz.
İrtibat Kişileri:
İbrahim Sofu:+90 507 408 01 07
İlyas Saka: +90 532 488 84 20 
Âişe (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ademoğlu kurban kesme gününde Allah katında kan akıtmaktan daha sevimli bir amel işlememiştir. O kurban, kıyamet günü boynuzları, kılları ve tırnaklarıyla gelecektir. Kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında hemen kabul olunur. Bu sebeple kestiğiniz kurbanlardan dolayı sıkıntı değil gönlünüz hoş olsun.” (İbn Mâce, Edahî: 3)
 

Rabbimiz, bizleri, nesillerimizi ve toplumumuzu yine bir fazîletler medeniyeti tesis edebilmeye muvaffak eylesin.

on 03 Temmuz 2018
Gösterim: 744

Rabbimiz, bizleri, nesillerimizi ve toplumumuzu yine bir fazîletler medeniyeti tesis edebilmeye muvaffak eylesin. İlâhî terbiyeyle ve Muhammedî edep ile tezyin buyursun. Moğolistan'daki Yardım Köprüsü Vakfımız, yardımlarınızı ulaştırma gayretinde, çalışmalarını gönül huzuruyla devam etmektedir. Allah sizlerden razı olsun. 
Amiin.
Rabbinin Huzûrundasın!
Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı görür.” (Hadîd, 4)

 
 

Cenâb-ı Hakk'dan bir şey isterken onun hakkımızda hayır mı, yoksa şer mi olduğu hususunda aklımıza gereğinden fazla güvenerek ısrarcı olmak yerine talebimizin ind-i ilâhîde makbûl ise kabûlünü istemeliyiz

on 01 Temmuz 2018
Gösterim: 682

Cenâb-ı Hakk'dan bir şey isterken onun hakkımızda hayır mı, yoksa şer mi olduğu hususunda aklımıza gereğinden fazla güvenerek ısrarcı olmak yerine talebimizin ind-i ilâhîde makbûl ise kabûlünü istemeliyiz. Aksi halde lutuf içine saklanmış kahırları görememekten dolayı başımıza çâresiz dertler açarız.

Mal ve Mülk Sevdası
Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Onlardan kimi de, Eğer Allah lütuf ve kereminden bize verirse, mutlaka sadaka vereceğiz ve elbette biz sâlihlerden olacağız! diye Allah'a and içti. Fakat Allah lütfundan onlara (zenginlik) verince, onda cimrilik edip (Allah'ın emrinden) yüz çevirerek sözlerinden döndüler.” (Tevbe, 75-76)

 

Bu sene de inşaallah, Moğolistan'da ki ihtiyaç sahipleri için, muhtaçlar için, öğrencilerimiz için kurban bağışlarınızı bekliyoruz. Allah razı olsun. Allah kabul eylesin. Amiin..

on 27 Haziran 2018
Gösterim: 864

Bu sene de inşaallah, Moğolistan'da ki ihtiyaç sahipleri için, muhtaçlar için, öğrencilerimiz için kurban bağışlarınızı bekliyoruz. Allah razı olsun. Allah kabul eylesin. 
Amiin.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“De ki: Ben, dîni Allâh’a has kılarak ihlâslı bir şekilde O’na kulluk etmekle emrolundum.” (Zümer, 11)

Rasûlullah (sav) buyurdular:

“Kırk sabah Allah için samîmî davranan kimsenin hikmet menbâları (kaynakları) kalbinden diline çıkar, ulaşır.” (Münâvî, VI, 43)

 

Kurbanla iyiliğe ortak ol.

on 23 Haziran 2018
Gösterim: 716

Yâ Rabbî! Gönüllerimize Peygamber Efendimiz’in, Ehl-i Beyt’inin, güzîde ashâbının ve onların izinden giden Hak dostlarının rûhâniyetlerinden hisseler ihsân eyle! Âmîn!..

on 10 Ekim 2017
Gösterim: 1231

Yâ Rabbî! Gönüllerimize Peygamber Efendimiz’in, Ehl-i Beyt’inin, güzîde ashâbının ve onların izinden giden Hak dostlarının rûhâniyetlerinden hisseler ihsân eyle! Âmîn!..

Peygamber Efendimiz’in muhabbetle bağrına bastığı, şefkatle öpüp okşadığı, namazlarında bile mübârek sırtına aldığı aziz torunu Hazret-i Hüseyin’e karşı işlenen cinayet, İslâm tarihinin gördüğü en acı felâketlerden biridir. Bu cinayetin İslâm dünyâsının bağrında açtığı yara hâlâ kanamaktadır. Bu vahşiyâne cinâyeti işleyenlerin her biri, Allâh’ın ayrı bir gadabına dûçâr olmuştur.

Hazret-i Hüseyin Efendimiz’in hunharca katli, İslâm dünyasında o kadar nefretle karşılanmıştır ki, o devrin hükümdarı olan Yezid’in adı hakaret olarak kullanılagelmiştir. Çünkü o menfur cinayete, hangi mezhepten olursa olsun her müslümanın yüreği feryat hâlindedir. Buna göre aslında Sünnîler ve Şiîler arasında herhangi bir husûmet sebebi yoktur. Varmış gibi gösterilmesi, kötü niyetli insanların tahriklerinden başka bir şey değildir. Dolayısıyla bugün her iki taraf da birbirlerine hiçbir şekilde husûmetle bakmamalıdır. Bugün bilhassa; “Mü’minler ancak kardeştirler!..” (el-Hucurât, 10) hükmü etrafında kenetlenmek şarttır.

Bu hususta ümmet-i Muhammed’in tevhîdini, birlik ve beraberliğini bozacak tarzda kuru çekişmelere prim vermek, tartışma ve çatışmalara girmek, en başta o azîz neslin mübârek rûhunu incitecek hareketlerdir. Bilhassa yersiz taassuplar, tarihten beri daima zarar verici olmuştur. Zîrâ en ufak bir sürtüşme bile, ümmet-i Muhammed’i bölmek isteyen İslâm düşmanlarının ekmeğine yağ sürmek demektir. Bu hususta sâhip olmamız gereken en güzel hâl, îman firâsetiyle uyanık davranıp, gereksiz yere gıybet ve münâkaşalardan uzak durmaktır.

Bunda muvaffak olmamız için Kur’an ve sünnet yanında sarsılmaz bir ortak noktamız daha vardır ki, o da Ehl-i Beyt muhabbetidir. Peygamber Efendimiz’in de bizzat emrettiği bu muhabbet, her müslümanın gönül ufkudur.

Bu sebepledir ki ecdâdımız Osmanlı, Ehl-i Beyt’i daima el üstünde tutmuş, saygıda kusur göstermediği gibi, onlara hürmet ve muhabbetin nasıl olması gerektiğine dâir, ümmete örnek olacak davranış güzellikleri sergilemiştir. Ehl-i Beyt’e hizmeti kıymetli bir vazîfe saymış ve onların şeref ve izzetinin muhâfazası için Nakîbü’l-Eşraflık diye resmî bir müessese geliştirmiştir.

Bizler de o mübârek ecdâdın torunları olarak Efendimiz’e lâyık olabilmek için, O’nun bizlere bıraktığı iki büyük emânet olan Kur’ân ve Ehl-i Beyt’in muhabbetiyle kalblerimizi ihyâ etmeliyiz. Güzel ahlâk ve muâmelâtımızla O’nu örnek almalıyız. Bunun için de en başta Peygamber Efendimiz’in, O’nun âl ve ashâbının hâliyle kendi hâlimizi mîzân etmeliyiz. (Osman Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi Ocak-2007)

 
 

Gerçekten verdiğiniz kurban bağışları ihtiyaç sahiplerine ulaştı. Allah devamını nasip eylesin. Kabul eylesin. Amiin,

on 05 Ekim 2017
Gösterim: 991

Gerçekten verdiğiniz kurban bağışları ihtiyaç sahiplerine ulaştı. Allah devamını nasip eylesin. Kabul eylesin. 
Amiin,

Bugün, nefis tezkiyesi ve kalp tasfiyesi demek olan tasavvufî terbiye, çok daha büyük bir ehemmiyet arz etmektedir. Çünkü tasavvuf; hamd, şükür, rızâ, zühd, istiğnâ ve kanaat eğitimidir. Esas hayatın âhiret hayatı olduğu gerçeğini idrâk ederek, gönlü dünyanın gelgeç nefsânî arzularının esaretinden kurtarmaktır.

Tasavvufun mücâdelesi; iç âlemden, varlık, benlik, gurur ve kibri kazıyıp atarak hiçlik ve yokluk hâlini idrâk ettirmektir.

Ârifler Sultânı Şâh-ı Nakşibend Hazretleri, hâcegândan, yani ilim erbâbı hoca efendilerden idi. Buna rağmen, mânevî intisâbının ilk yıllarında, insanların gelip geçtiği yolları temizlemiş, hastalara, âcizlere, hattâ yaralı hayvanlara hizmet etmiştir. Bu şekilde, büyük bir tevâzû ve hiçliğe bürünmüştür.

Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri de, kendisine ilimde “Şemsüʼş-Şümûs”, yani “Güneşler Güneşi” denildiği bir zamanda, Abdullâh-ı Dehlevî Hazretleriʼnin dergâhına gitmişti. Fakat Dehlevî Hazretleri onu karşılamaya bile çıkmadı. Üstelik onu dergâhının ne mihrâbında, ne de kürsüsünde vazifelendirdi. Önce enâniyetin bertarâfı ve hiçliğin tahsili için, onu helâ temizliğiyle vazifelendirdi.

Aziz Mahmud Hüdâyî Hazretleri de Bursa kadısı iken, Üftâde Hazretleriʼnin dergâhında hiçlik ve yokluğa erebilmek için, benzeri merhalelerden geçti. Süslü kaftanıyla Bursa sokaklarında ciğer sattı. Gurur, kibir ve enâniyeti bertaraf eden bu nevî merhaleler neticesinde, cihan pâdişahlarına istikâmet veren, büyük bir mürşid-i kâmil oldu. Şimdiye kadar sayısız kadı geldi geçti; fakat onlar içinde Hüdâyî Hazretleri, bu husûsiyeti sebebiyle 400 seneden beri gönüllerde yaşamaya devam ediyor.

İşte tasavvufta her şey, “hiçlik” hâlini idrâk ettikten sonra başlar. (Osman Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi, Ağustos-2014)

 
 

Bir gurbet diyârı olan dünyâya gelen her fânînin ömür takvîmi, ölümle son bulur. Bu ömür deminde...

on 02 Ekim 2017
Gösterim: 1001

Bir gurbet diyârı olan dünyâya gelen her fânînin ömür takvîmi, ölümle son bulur. Bu ömür son deminde "Kelime-i Şehadet" getirerek Allah'a kavuşmayı cümlemize nasip eylesin. 
Amiin,

Bunun için dünyâya geliş ve gidişin idrâki içinde olup da garîb bir yolcu gibi yaşayanlar, ilâhî nasîblerin heyecanıyla, dünyânın çile, ızdırap, gam ve keder dolu imtihânlarında muvaffak olmaya gayret gösterirler. Onlar, gurbet hayâtının gâh sürûr, gâh elem olarak tecellî eden muhtelif tezâhürlerikarşısında dâimâ tevekkül, teslîmiyyet, sabır ve rızâ hâlinde yaşarlar. Böyle bahtiyar kimselerin ölümleri, sonsuz rahmet kapılarını aralatan bir vuslat, yâni Rabbe kavuşma şeklinde tezâhür eder.

Bir Kıssa:
Büyük mutasavvıf Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, dünyâ hayâtını bazen bir gurbet, bazen bir yolculuk âlemi olarak tasvîr eyler. Vefâsız, fânî ve aldatıcı olması dolayısıyla ona bel bağlayanların hüsrâna uğradığını ifâde eder. Mevlânâ Hazretleri, dünyânın muvakkatliği bakımından onu bazen de bir misâfirhâneye teşbîh eder. Hattâ rûhun bile bedende muvakkatliği dolayısıyla bir misâfirlik hâli yaşadığını ifâde buyurur.

Böylece misâfirliğin, içiçe, birçok safha ve tezâhür şekli arzettiği görülmektedir. Ki bunu, Mevlânâ Hazretleri, bu âlemde zıdların dâimâ bir arada ve içiçe bulunduğu gerçeğine de temâs ederek o eşsiz hikmetli üslûbuyla şöyle anlatmaktadır:

“-Ey delikanlı! Bu ten bir misâfirhânedir. Her sabâh, senin misâfirlerin olan gam ve neş’e oraya koşarak gelirler.”

“Âgâh ol; sakın bu misâfir benim boynumda kalır, deme! O yokluğa uçar gider. Yâni sürûr ve gamın bekâsı yoktur.”

“Gayb âleminden ne gelirse gelsin, o senin gönlünün bir misâfiridir. Onu dâimâ hoş tut! Yâni, gamdan ötürü üzgün; sürûrdan dolayı da çok neş’e içinde kalma!”

“Gam düşüncesi, neş’e yolunu tıkar, aldırmaz! Hakîkatte ise gam, bambaşka bir sürûr ve neş’enin yollarını açar.”

“Fikirler ve gam, gönül evini başka efkârdan süpürür. Tâ ki, kalbe yeni hayır ve sürûrlar gelmiş olsun!”

“Gam eli, gönül dalından sarı yapraklar silkmektedir. Tâ ki, bu dallardan birbiri ardınca yeşil yapraklar gelmiş olsun!”

“Gam, gönülden neyi döker ve götürürse, onun yerine daha iyisini getirir!” (Osman Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi Mayıs-1998)

 
 

Vakfımızın, Moğolistan Kurbanından bilgidendirmelere devam; Bağış yapan sizlerden Allah razı olsun. Amiin,

on 25 Eylül 2017
Gösterim: 1093

Vakfımızın, Moğolistan Kurbanından bilgidendirmelere devam;
Bağış yapan sizlerden Allah razı olsun.
Amiin,

Bir Kıssa'da, Derki;
Mevlana Celaleddin (ks), peygamber mirasçısının (velînin) terbiyesine girmeyi, nefs engelini aşmanın, hakîkat ve ma’rifete ermenin zarurî bir çaresi olarak buyurur:

“Bir bıçak, kendi sapını, başka bir bıçak olmaksızın nasıl yontabilir? Sen git, yaralarını bir gönül cerrahına göster. Sen onları kendi kendine tedavî edemezsin…”

“Dünyevî duygu ve düşüncelerinin sağlığını tabibten, kişiyi sonsuza yücelten ilahî hislerin sıhhatin; de mürşidden öğren.”

“İki parmağının ucunu iki gözüne koy. Dünyadan bir şey görebilir misin? Görmüyorsan bu alem yok değildir. Görmemek ayıp ve kusuru ancak nefsin uğursuz iki parmağına aittir.”

“Sen evvela gözlerinden parmaklarını kaldır. Ondan sonra dilediğini gör. insan gözden ibarettir. Geri kalansa cesarettir. Göz ise ancak dostu görene denir.”

“Kur’anı Kerîm’in ayetlerini, Hz. Peygamber (sav)’in Hadisi Şerif’lerini okumadan evvel kendini düzelt. Gül bahçelerindeki güzel kokuları duymuyorsan, kusuru bahçede değil, gönlünde ve burnunda ara…” (Osman Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi, Ekim-1994)

Nefis Çile Çekmeden, Rûha Bayram Yok! Gönül kırmayalım, gönüller birleştirelim. İnşallah.

on 19 Eylül 2017
Gösterim: 1065

Nefis Çile Çekmeden, Rûha Bayram Yok! Gönül kırmayalım, gönüller birleştirelim. İnşallah.

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

"Nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiştir, Onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir." (Şems, 9-10)

Rasûlullah (sav) buyurdular:

“Al­lâh’ım! Rah­me­ti­ni umu­yo­rum. Gö­zü­mü açıp ka­pa­yın­ca­ya ka­dar da­hî be­ni nef­si­min hevâsıy­la başba­şa bı­rak­ma! Her hâ­li­mi ıs­lah ey­le! Şüp­he­siz Sen’­den baş­ka ilâh yok­tur…” (Ebû Dâ­vud, Edeb, 100-101)

 
 

Kurban Ne güzel bir ibadettir, yıl boyu onun bereketini hem ailemiz hem toplumumuz yaşar, nasiplenir, Allah sizlerden razı olsun.

on 19 Eylül 2017
Gösterim: 980

Kurban Ne güzel bir ibadettir, yıl boyu onun bereketini hem ailemiz hem toplumumuz yaşar, nasiplenir, Allah sizlerden razı olsun.
Amiin,

Bir zaferin şerefi, ona ulaşmak için katlanılan güçlükler ve yaşanan bediî heyecanlar nisbetindedir. İnsanın; nefsin ve şeytanın esâretinden kurtulup, rûhunun hürriyetini kazanması için katlanacağı her türlü meşakkatte aslında asil bir zevk vardır. Bunu idrâk edenler, irfân ehlinin acı ilâçlarını zevkle içerler.