• Nayman Abdüsamet ACAR Hakkın Rahmetine Kavuşmuştur. Cenazesi 21 Nisan 204 Pazar günü öğle namazına müteakip Emine İnanç Camiinden Kaldırılacaktır. Allah rahmet eylesin, mekanını cennet eylesin. Ailesine sabırlar versin, amin.

    Nayman Abdüsamet ACAR Hakkın Rahmetine Kavuşmuştur. Cenazesi 21 Nisan 204 Pazar günü öğle namazına...

    Cumartesi, 20 Nisan 2024 06:53
  • (Tevbe 116.Ayet: )

    (Tevbe 116.Ayet: ) "Göklerin ve yerin mülkü yalnız Allah´ındır. O diriltir ve öldürür. Sizin için...

    Cumartesi, 20 Nisan 2024 06:42
  • CUMA GÜNÜMÜZ MÜBAREK OLSUN, Aleykumselam amin ya Rabbim, Rabbim rızkımızı hayırlı ve bereketli, ömrünüzü hayırlı, sağlıklı ve uzun eylesin. Hakkınızda herşeyin en hayırlısını nasip eylesin, yüzünüzde tatlı tebessüm daim olsun, Rabbim Filistin'e Doğu Türki

    CUMA GÜNÜMÜZ MÜBAREK OLSUN, Aleykumselam amin ya Rabbim, Rabbim rızkımızı hayırlı ve bereketli,...

    Cuma, 19 Nisan 2024 06:39
  • Rabbim rızkımızı hayırlı ve bereketli, ömrünüzü hayırlı, sağlıklı ve uzun eylesin. Hakkınızda herşeyin en hayırlısını nasip eylesin, yüzünüzde tatlı tebessüm daim olsun, Rabbim Filistin'e Doğu Türkistan'a ve Tüm müslümanlara yardım eylesin, İsrail'i Kahha

    Rabbim rızkımızı hayırlı ve bereketli, ömrünüzü hayırlı, sağlıklı ve uzun eylesin. Hakkınızda...

    Perşembe, 18 Nisan 2024 06:37

Emniyet ve güven veren...

Emniyet ve güven veren
Pin It

el-Mü’min: Emniyet ve güven veren, inanan kullarını korku ve endişelerden emin kılan demektir.

Übey bin Kâ’b’ın tâbiînden sayılan oğlu Tufeyl, sahâbîlerle görüşür, onların bilgilerinden istifâde ederdi. Zaman zaman da Abdullâh bin Ömer’i ziyâret eder ve onunla birlikte çarşıya çıkarlardı.
Tufeyl, Abdullâh (ra)’ın, Peygamber Efendimiz’in emirlerine itaatteki gayretini şöyle anlatır:
“Çarşıya çıktığımızda, Abdullâh bin Ömer kime rastlasa selâm verirdi. Karşılaştığı şahıs ister eski eşya satan, ister değerli mal satan, ister yoksul veya tanınmayan biri olsun, mutlakâ ona selâm verirdi. Bir gün yine onun yanına gitmiştim. Yine birlikte çarşıya çıkmayı teklif etti. Ona:
“–Çarşıda ne yapacaksın! Alışverişten anlamazsın. Satılan malların fiyatlarını sormazsın. Bir şey satın almazsın. Herkesin oturup sohbet ettiği yerlerde oturmazsın. Çarşıya çıkacağımıza şurada otur da, birlikte sohbet edelim.” dedim.
Bunun üzerine Abdullâh (ra) bana şunları söyledi:
“–Kardeşim! Biz, karşılaştığımız kimselere Allâh’ın selâmını vermek için çarşıya çıkıyoruz. Başka bir maksadımız yok.”
(Muvatta, Selâm, 6; Buhârî, el-Edebü’l-Müfred, s. 348)
Bütün sahâbe-i kirâm, Allâh ve Rasûlü’nün emirlerine itaat husûsunda son derece hassas davranırlardı. Selâmı yaygınlaştırıp muhabbeti ziyâdeleştirerek mü’min gönüllerde îman kardeşliğinin yaşanacağı müstesnâ bir zemîn hâsıl ederlerdi. Lâkin Abdullâh bin Ömer (r.anhümâ)’nın bu husustaki şevk ve heyecânı, dikkatleri celbedecek kadar yüksek derecedeydi.
(Osman Nûri Topbaş, Faziletler Medeniyeti-1, Erkam Yay.)

 
Hoca Ahmed Yesevi Vakfı'nın fotoğrafı.